7 Eylül 2009

değirmen ve kitaplık

bilemediğimiz dar sokaklardan geçerek eşşek gibi yokuşlardan tırmanarak bulduk değirmeni. bize kimse yanında bir de kitaplık olduğunu söylememişti. şaşırdık. en başta bu kitaplığın ne bileyim değirmenin deposu falan olduğunu sanmıştım, ama değilmiş. içeride meryem ana ve isa figürlerini görünce dank etti kafa...



eskiden agios yannis kilisesiymiş burası. tahrip olup gidince kimse bakmamış tabi. aynı diğer kiliseler ve evler gibi. rahmi koç istemiş buraları. vermişler ve restore etmişler. sonra sevim ve necdet kent kitaplarını buraya bağışlayınca kiliseyi (daha doğrusu ayakta kalan şapeli) kitaplığa çevirip okuyucuya açmışlar. çok da iyi yapmışlar. insana zorla 'verin ulan koruyamadığınız herşeyi vakıflara, derneklere de özel müse yapılsın bari' dedirtiyorlar. bilmem belki de bu bir dedirtme taktiğidir...





güneye bakan kısım...

kuzeye bakan kısım...

kitaplığın içi... güzel kitaplar var...
.


binanın tarihinde buranın cami veya mescid olarak kullanıldığına dair birşey yok. ama kitaplık olarak restore edildikten sonra sanırım yukarıdaki levhalar asılmış...
.


kitaplığın hemen çıkışında yine işletmesi özel bir café bulunmakta...
.




değirmenin içi. ziyarete kapalı. oysa yukarıdan herşey daha güzel görünüyordur eminim. yunan bir turist kafilesi ziyarete gelince çalışanlar panik yaptılar çünkü grup o küçücük kitaplık/şapel/müzeye girip dua okudular. eee yasak tabi. hemen yetkili mercilere telefonlar açıldı. o sırada fırsat bu fırsat deyip kapıdan içeriyi görüntüledim...
.

değirmenin üstünde olduğu tepeden ayvalık yönüne bakış...

değirmenin bahçesi...


/ 30 agu 09

Hiç yorum yok: