13 Eylül 2012

bolu gölcük


ilkay'ın annelik izni bitti. annemle babam kıza bakmak için bize geldiler. ramazan da olunca eve tıkılı kaldık cümbür cemaat. bolu'dan zekiye hanım davet edince "günaha benim boynuma, tutmayaverin 1 gün oruç da gidelim" dedim. düştük yola. ilk kez bolu'dayız...



yemek muhabbet derken yağmur ihtimali olsa da bir çıkalım nefes alalım dedik. ben bolu'da sadece sadece abant'a gidilir bilirdim. çok cahilmişim. gölcük'e gittik. benim bildiğim iki gölcük vardı şimdiye kadar; birisi bozdağ'daki gölcük, diğeri kocaeli gölcük. bu üç oldu.  en güzeli de bu imiş. 


zaten ilk görüşte bu manzarayla karşılaşınca gerisi yalan oluyor. küçücük olma şansını (eymir'den bile küçük) çok güzel kullanmış. zaten millipark. dağ havası, çamlık ve sessizlik.. misss. kışın da gelmek gerek...



gölün yanındaki tek yapı işte bu ev (konukevi). kodamanların gelip stratejik planlar için haftasonlarını geçirdiği yermiş burası. ben de büyüyüp iyi bürokrat olacakmışım da ilkay burada kar tatili yapacakmış. sen yap haspam!




ormana çıkan bir sürü patika var. kaan'ın dediğine göre hava kararınca ve özellikle de kışın yabani hayvanlar iniyormuş dağlardan. inanırım. hele gölün akvaryumcularda bir dalını 5 liraya sattıkları tilki kuyruğu (Ceratophyllum Demersum) ile dolu olduğunu gördükten sonra.. ama nilüferleri hiç beklemiyordum.


yağmur başladı başlayacak derken başladı.. daha da güzel oldu.. 




1 saati buldu bulmadı etrafını dönmemiz. ıslandık ya hemen bir yere sığınıp güzel güzel çay içtik. sonra eve döndük iftar yaptık..


aybars..



o kadar hızlı yürüdük ki bi fotoğraf çekinemedik toplu halde. hemen gitmeden yağmursa yağmur sıralanın bakayım dedim de bu fotoğrafı çektim..


babalık hali :)

11 ağustos 2012

1 yorum:

Kusolmakk dedi ki...

ne güzel olmuş bu yazı:) bir Bolu'lu olarak çocukluğuma gittim sayenizde...

sevgiler,
http://seyahatofisi.blogspot.com.tr/