işte dc gezimin en müthiş hadisesi olabilecekken en büyük düş kırıklığım olan hayvanat bahçesi. bari gitmeyelim adam gibi gezmeyeceksek? işte o koşuşturmadan bir kaç kare..
hayvanat bahçesi pandaları ve büyük kedileri ile ünlü. ama bizim aoç hayvanat bahçesinde dahi pars, leopar, aslan, kaplan, çita vs. olduğu için (!) biz hava atılacak tek şeye yöneldik: panda. kısmetse önünde bi fotoğrafçık çekinebilmeye...
yine de geçerken çitaları görebildim bir bahçe içinde. bana kalsa ben saatlerce seyrederdim. özellikle arkada zebraları görünce yaptıkları o sevimli hareketleri. kedicikler. sevimli kedicikler... :)
araya taraya bulduk pandaları...
cam bir panel arkasında koskoca bir hayvan oturmuş bambu kemiriyordu. pek de sevimli gelmedi bana. coca cola reklamındaki kutup ayıları ya da yumoş ayıları daha sevimliydi sanki.. yanımdakilere gıcık oldum ya, hayatımda belki de görebileceğim yegane panda ile ilişkim bu nedenle sınırlı kaldı. yoksa sevişirdik.
her canlının küçüğü güzel canımmm. şu yukarıdaki fotoğrafta görünen bebek panda büyümüş de benim ısınmadığım büyük panda olmuş. küçükken sevimliymiş kerata. bu konuda nasılsa yazacağım mühim bir şey yok. o nedenle gereksiz bilgi: pandamızın adı 'tai shan'. çince'de anlamı barışçıl dağ (peacefull mountain) demekmiş. nixon 72'de çin'e tarihi bir ziyaret gerçekleştirir. o zaman kendisine çin dışında bir yerde kalmamış olan panda hediye edilir. ilk gelen çift üreyemeden ölür. sonra gelen mei xiang ile tian tian'dan da sevimli tai shan olmuş. hadi daha gereksiz bilgi: bu ebeveynleri her ikisi de çin'de dev panda araştırma ve koruma merkezinde doğmuşlar. çiftleşmişler ama başarısız olmuşlar, sonra yapay döllenme yoluyla yavruları olmuş. tai shan'ı sonra anasından yurdundan ayırıp abd'ye kiralamışlar leasing yoluyla. senelik 10 milyon dolara (gençlerbirliği futbolcularını toplasan anca bu panda kadar yapıyor işte). yani panda'nın sahibi çin. para da dev panda koruma programını finanse etmek için kullanılıyormuş. ama eminim ki o parayı gani gani çıkarmıştır amerikalılar. sadece hediyelikleri yeter be! çok daha gereksiz bilgi: abdliler pandaya butterstick diyorlarmış. ilk geldiğinde boyu o kadar mıymış neymiş? ben anlamadım. 2 yaşında pandanın boyu ne kadar olur ki?
küçük memeliler diye bir bölüm vardı. geri dönmeden önce bir hamleyle daldım hemen binaya. iyi ki de dalmışım çünkü çok eğlenceliydi bunları görmek; keşke dalmasaymışım çünkü bana yetmedi...
o kadar kıpırdak ki bu primat, ancak bu kadar olur.
totemim. tembel hayvan.
birden bir hayvanla karşılaştım. önce sırtından gördüm. yoksa o mu derken. bir döndü:
hehe. o! ben firavun faresi diye biliyordum bunların ismini... yanılıyormuşum. kuyruksürenler adlı aynı familyadan olsalar da bunlar mirket imiş. öğrenelim..
en sevimli hayvanlardan..
ya bu adamcağız bu fotoğrafı istemişti ve email vermişti. kaybettim. umarım bir şekilde ulaşır bu bloga da veririrm büyük versiyonunu..
madem 3 kişiyiz, gelin biz de yapak şundan dedim. atlayıp tamam dediler. kaçtım! ne bileyim ciddiye alacaklarını...
capital bikeshare.. kıskanıyorum...
30 ekim 2011
2 yorum:
Süper resimler eline sağlık.
teşekkürler :)
Yorum Gönder