4 Şubat 2014

büyük saray & wat phra kaew


bangkok'taki ilk günümüzden baya bir ders çıkartmıştık. ikinci gün kendimizi sokaklara salmadan önce ne yapmak istediğimizi, nereye nasıl gitmemiz gerektiğini belirledik. rehberlerde grand palace olarak geçen, thai dilinde พระบรมมหาราชวัง olan saraya gidelim dedik. yanında da bir budist tapınak var: wat phra kaew. gördüğümüz fotoğraflardan sonra doğrusu çok hazırım nefesimin kesilmesine. dünkü göremediğim tapınak hala aklımda. fırsat kalırsa nehrin karşısına geçip gezerim diyorum kendi kendime. 




deli gibi yağan bir yağmurun ortasına düşüyoruz. üzerimizde kat kat yağmurluklar var ama hiç bir işe yaramıyor. denemek için en güvendiğiniz yağmurluğu giyin ve duşun altına girin. işe yarıyorsa işte hayatınızı kurtaracak olan o yağmurluktur.



yapacak bir şey yok. bekliyoruz. arada cesaretini toplayanlar yol alıyor ama deli cesareti. o kadar ıslanmak sorun değil de hiç kuruma ihtimali yok. biz orada beklerken bir thai yanaşıyor yanımıza ve bize bu sırada üzerimizi değiştirmemizi salık veriyor. isterseniz size uzun bir şeyleri iyi fiyata satarım, diyor. dünden kazıklandık ya, adamı tersleyip uzaklaştırıyoruz.


ama sanki yağmur duracak gibi çünkü bütün thai'lar bir yerlere sığınmışlar, laklak ediyorlar, sigara içiyorlar. bu şiddetteki yağmur az sonra bitecek gibi, yoksa bu thailar bir şekilde yolunu bulup evlerine, işlerine gitmezler miydi? bu sırada wat phra kaew sarayını izliyoruz uzaktan. ve yağmur birden kesiliyor!

koşa koşa bilet sırasına geçiyoruz çünkü bu sırada müthiş bir turist yığılması oldu yağmur yüzünden. giriş 500 baht. thailara ücretsiz. bu bilginin milli saraylar genel müdürlüğümüzün ve kültür turizm bakanlığımızın kulağına gitmesi dileğiyle. tamam müzekart çok yerinde bir uygulama eyvallah da yine de ecdadı torunlara parayla göstermek ne ola ki? 

saray ve tapınak kompleksi için sıradayız. sıra bize gelince polis bizi işaret edip no, no diyor. evet efendim duyduğumuz ama inanmadığımız için hiç dikkat etmediğimiz bir kurala takılıyoruz. 

buradan aldım
kadınların diz altı etek giymesi serbest ama erkeklerin bileklerinin görünmesine izin veren şortlar yasak! haydaaa, tüm o yolu geri döndük. bir sıraya daha girdik. tayland ordusundan emanet eşofman aldık (kiralıyorlar). tekrar sıraya girdik. daracık nem kokan bir soyunma kabininde şortların üstüne giydik eşofman altını. o sıcakta hem de. ha bir de verdikleri şey çok kalın ve daha önce giyenler yağmura yakalandıkları için ıslak! giderken hazırlıklı olun, rezil olmayın. keşke o ilk adamı terslemeyip bi dinleseydik. en azından üzerimizde iyi tayland kumaşından pantolonumuz olurdu (bkz. bu başlığın ilk fotosu). 

tekrar sıra ve içerideyiz..

ilk önce afalladım. uzun süre de çıkamadım bu durumda. her taraf bir şeylerle dolu. imaj, imge, simge, sembol  ve renk bombardımanı. arka arkaya. nefes kesilsin istediydim de nefes alamıyorsunuz ki! her şey üst üste..

sırf o karmaşayı göstersin diye...





fotoğraf çekmek gayet anlamsız bir aktivite haline geliyor çünkü neyi çekmeyeceksin ki? o yüzden saldım kendimi biraz. fena da olmadı hani. şimdi çektiklerime bakıyorum da yine tonlarca kare çekmişim. neyi nasıl süzdün de çektin be salak? ne anlamlı geldi? neyi neden eledin? şans işte..


büyük saraya girmeden önce bu tapınak dizisini geçmek zorundayız. aslında büyük saraydan çok burayı merak ediyorum ben. neyse başlıyorum. bana ilginç gelenlerle..

burası wat phra kaew. zümrüt buda tapınağı (rehberlerde temple of emerald buddha ya da วัดพระศรีรัตนศาสดาราม). rattanakosin adlı mimari gelenektenmiş. yani eski bangkok biçemi.

tayland'daki en kutsal tapınak çünkü en kutsal emaneti o barındırıyor: zümrüt buda. 66 cmlik yeşil bir buda heykelinin tayland'ın koruyucusu olduğuna inanılıyor. bu küçük heykel için sri lanka, kamboçya, laos, tayland arasında savaşa varan sürtüşmeler bile olmuş. ileride biraz daha anlatırım..

şimdi google ve wikipedia yardımıyla başa alıyorum. aksi belirtilmedikçe fotoğraflar benim.

tapınağa batı sundurmasından girince arka arkaya 3 kule görüyorsunuz. bu kuleler rehberlerde 'spire' olarak geçiyor. yani kilise kulesi veya çan kulesi. rehberleri müslümanlar hazırlasaydı minare diye yazardı. o yüzden rehberlerin ne dediğine bakmayın. bunlar 'pagoda'. türkçesi de pagoda.


bu 3 pagoda tayland budizminin 3 evresine işaret ediyormuş. ilki phra si rattana chedi isimli altın renkli pagoda. 19. yy. sri lanka stilindeki pagoda buda'nın küllerine ev sahipliği yapıyormuş. ocak 1996 atlas dergisinin kapağında burma'dan koskoca, altın renkli bir kayanın fotoğrafı vardı. müthiş bir dengedeydi kaya. renk gelenlerin üzerine altın tozları yapıştırmasıyla oluşmuştu. bu da öyle sandım. değilmiş. bir göz yanılsaması. cam mozaik.  ve yer yer dökülmüş maalesef. itiraf ediyorum: yerde bulduğum bir parçasını usulca çantama attım. bu, ayuthaya'daki kraliyet sarayında olan kulenin taklidiymiş aslında. ve o cam mozaikler italya'dan getirtilmiş.. ahhhhh...


bunlar 2. ve 3. pagodalar. soldaki yeşil ağırlıklı olan phra mondop ismindeki kütüphane. 1. rama zamanı thai stilindeymiş. özellikle sedef süslemesi onun eski kutsal başkent ayuthaya stilinde olduğunun malumatıymış. içerisinde budizmin kutsal metinlerinden tripitaka el yazmaları bulunurmuş. içini görebilmeyi isterdim ama sanırım ziyarete açık değildi. sanırım diyorum zira bu binalar bile o kadar alıştığımız binalardan farklı ki bir kapısı var mı ondan bile emin değilim. tüm bu binalar seramik ve cam parçalarıyla bezeli. tam bir şatafat. binalarda bezeli olmayan hiç boş yer yok. buna tavan ve taban da dahil. en sade yine de yerler ama o da mermerle (sanırım) kaplı. 


duvarlar demonlar ve budalarla örülü.  


kapılarda en dikkat edilmesi gereken öğe insan-ejder karışımı naga'lar. fotoğrafta merdivenin kenarından aşağı sarkanlar. o imaj bombardımanı içinde hiç farkına varamamışım ama orada el gibi açılan yerde insan yüzleri var. ve bunlar galiba chakri krallarıymış. bu chakri soyu şimdiki kralın geldiği soy. bu tapınağın tarihi nedir diye şöyle bir deştim ama sonuç pek yok. çünkü bir thai geleneği olarak kutsal emanetin izini sürebilirsiniz ancak. tapınağın tarihi sadece zümrüt buda heykelciğinin tarihi. ama şu kesin: bu heykelcik bangkok'a geldiğinde chakri kralı 1. rama buradaki eski tapınağın yıkılıp yerine yesyeni bir tapınak yapılmasını emrediyor. bu kompleks yapılıp içine de heykel konuyor ve oluyor adı wat phra kaew. ya da tam ismiyle 'kutsal mücevher buda'nın ikametgahı' veya 'mücevher buda'nın kutsal ikametgahı' . yıl 1782. ama ondan önceki tapınağın adı yok ki tarihi olsun..



3. pagoda mavi-mor ağırlıklı olan prasat phra thep bidon, yani royal pantheon, yani kraliyet panteonu. yılda sadece 1 kez halkın ziyaretine açılırmış. khmer (kimer?) stiliyle 19. yyda inşa edilmiş. bayıldım. anlatamam.


4. rama 1855'te yeşil buda içine koyulsun diye inşa ettirmiş burayı. sonra ömrü vefa etmemiş, tamamlandığını görememiş. sonra gelen burası küçük demiş, şimdiki yerini yaptırmış. burası da içinde chakri soyundan kralların gerçek boyutlu heykellerinin olduğu bir panteon haline gelmiş. prasat phra thep bidon da 'tanrısal atalar tahtı' demekmiş.

buradan aldım

angkor wat modeli. bu dünyada en bilinen budist tapınak sanırım. ben bile bildiğime göre. kamboçya'da. kimer kralı başlamış siyam kralı 3. rama bitirmiş. fransızlar gelip kamboçya'yı sömrügeleştirinceye değin burası da siyam toprağıymış. bu tapınağın ellerinden gidişini kabullenememiş thai'lar ve modelini en kutsal tapınaklarına eklemişler. 


aslı şu:

wikipedia'dan aldım

belki gün olur onu da yerinde görürüz. olur mu olur. kim bilirdi ki siyam ülkesini göreceğimi?


siyam deyince aklıma hep siamese fighting fish, yani beta'lar geliyor. senelerce tutkunu olduğum balığın memleketi burası. vakti zamanında az mı uğraştım güneydoğu asya biyotopu kuracağım diye. baya da başarılı olmuştum. siyam tayland'ın eski adı. orijinal adı. siamese alg eaters vardı bir de. türkiye'de sae diye bilinir. ne yazık ki hiç aklıma gelmedi bir akvaryumcuya neyim girmek. oysa pattaya'da üretim tesisi görmüştüm. yazık oldu. bu konuya şundan girdim. tapınağın belli yerlerinde üstteki gibi seramik havuzlar ve içinde balıklar var. içindekilere aslında orta-güney amerika menşeili olduklarını bilmesem lepistes diyeceğim ama... neyse. ben bayıldım bu fikre. tam da bu iklimdekilerin yapabileceği bir iş. hava sıcaklığı hiç değişmiyor yıl boyu. harika. ve şöyle bir düşününce, bir tapınağa da çok uygun.. bizim camilerin güvercinleri gibi..


altın varaklı chedi'leri tutan demonlar ve maymunlar. chedi budist stupa'sı. çok açıklayıcı oldu di mi? :) efendim bunlar bizim batılıların kubbe dediği şeyin oralardaki adı gibi bir şey. ama tam anlamı küme, yığın demekmiş. öyle üst üste duran kutsal şeyler işte. daha çok şaman toplumlarında ve bizdeki alevilerin üst üste dizdikleri taşları düşünün, sanki bu daha doğru olacak. bu stupaların biçemi ne için dikildiklerine göre değişirmiş. zafer stupası, nirvana stupası


her yer bunlarla kaplı. şu sarı olanlar altın mı? evet! en başta bakırla kaplanmış. üstü lakeyle cilalanmış. ve en üst altın yapraklarıyla kapatılmış. diğerleri dokuz kule. sözüm ona dokuz gezegeni temsil edermiş..


tam anlaşılmıyor elbette ama bu yarı kuş yarı insan figür kinnara (kinnare kadın olanı, kinnon erkek olanı). çeşitli versiyonları var. ama bu buda mı yoksa diye şüphelenmiyor da değilim.


phra rabiang. galeriler. tapınağın dış hattını sarıyorlar. hint epik destanı ramayana'nın thai dilindeki versiyonuna ramakian denirmiş. orada bahsedilen olaylar anlatılıyormuş bu duvar resimlerinde (fresk?). düzenli olarak üzerinden yeniden geçtiği için bu denli canlıymış.


korkutucu biraz. hiç doğru düzgün insan figürü yok. sadece huşu içindeki budalar, demonlar (bunlara 'cin' demek ne kadar doğru?), hayvanlar ve yarı insan-yarı hayvanlar, yarı insan-yarı efsanevi yaratıklar..



bu ilginç yaratıkların sadece iyilikle veya sadece kötülükle bir işleri yok. çoğu yerde algı 'bunlar kötülüğü temsil ediyorlar' diye çalışsa da tapınağın çeşitli yerlerinde bir çok demon var. tapınak bekçisi olarak. koruyucu olarak her yere bezenmişler. ama bir yerde de sürekli olarak normal insanla demonların mücadelesi de sergilenip duruyor. anlamadım. anlamak için buradaki freskleri temel alan ve budanın hayatını anlatan bir kitap aldım geldim bangkok'tan. olur da bir gün bu coğrafyaya yeniden gelirsem karşınızda nirvana'ya çok daha yakın bir adam bulacaksınız...



hayvanlar bile hayvan değilller ki!


ve nihayet zümrüt buda'nın ikametgahı olan asıl tapınak. buraya ubosot deniyormuş. yukarıda gördüğünüz giriş kapısı. iki tarafında kimer (kmer?) aslanları mevcut. içi mi daha güzel dışı mı bilemedim. içeride fotoğraf çekmek yasak. ama uzaktan çekilirse:


her tarafı işlemeli, hikayeli bir bina. tek parça. başka oda yok. ortada minicik bir buda heykeli. şöyleymiş aslında:

etkileyici. güvenilir kaynaklara göre kuzey tayland'da 1434'de bir chediye yıldırım düşmüş. içinde alçıyla kaplı bir buda heykeli bulmuşlar. burnu aşınmış ama. bir bakmışlar ki içinde başka bir buda var. rengi yeşil. alçıyı kaldırmışlar ve içinden yeşimtırak buda çıkmış. thai'lar renginden dolayı zümrüt diyorlar. mesela altın dedikleri şey de genel olarak altından yapılma değil, rengi sarı olduğu için. ne garip şu doğulular?

o zamanın kralı heykelciği görünce vurulur. onu şehrine, chianmai'ye getirmek ister ama ne zaman onu almak için fillerini gönderse o fillerden bir daha haber alamaz. bunun üzerine buda'nın orada kalmak istediğini düşünür ve orada bir tapınak yaptırır. sonraki kral onu kendi kentine getirmeyi başarır ama. sonra bu yeni kral ölür ancak oğlu yoktur, kızı vardır. o da laos kralı ile evlidir. damat kral olması için davet edilir. yeni kral olur. ama onun da kendi babası ölünce ülkesinin kralı olmak ister. 1552'de laos'a giderken zümrüt buda'yı da götürür. giderken vezirlerine heykeli geri göndereceğini söyler ama göndermeye yanaşmaz sonra. burma (şimdiki myanmar) kralı da orduyu yollar laos'a. hem heykeli hem de hain damadı tutar yeni başkenti vientiane'ye getirir. 214 sene heykel orada kalır.  1774'de siyam kralı 1. rama vientiane'yi ele geçirir ve yeşim buda babaevine geri döner.

buradan aldım

şimdi olayın öncesi var. denirmiş ki bu buda'nın meditasyon oturuşu hiç de thai kültürüne özgü değil. bu daha çok hindistan ve sri lanka'ya özgü. evet öyleymiş.  nagasena adlı budist anlatıya (saga) göre heykel hindistan'da yapılmış. 300 yıl boyunca kuzey hindistan'da pataliputra (şimdi patna) kentinde kalmış. bir iç savaş sırasında başına bir şey gelmesin diye sri lanka'ya götürülmüş. 457 yılında burmalı bir heyet ülkesinde budizmi yaymak için budist el yazmalarıyla birlikte zümrüt buda'yı da istemiş. sri lankalılar da vermişler. gemi dönüş yolunda bir fırtınaya yakalanmış ve kamboçya'da karaya çıkmış. anlaşılan o ki angkor wat'a koymuşlar heykeli. ülkede hıyarcıklı veba baş göstermesini fırsat bilen siyamlılar ülkeyi ele geçirince heykel kuzey tayland ve laos (o zamanlar siyam ülkesi o da) kentlerini dolaşmış durmuş. en sonunda kralın biri heykeli saklamış. yıldırım efsanesi sonra başlıyor işte..

şimdi kimin bu heykel? adaylar: hindistan, sri lanka, burma (myanmar), kamboçya (kimerler), tayland (siyam), laos?


tapınağın dışı da harika. hatta içinden güzel. yukarıdaki ağır dijital düzenlemedir. her yerin ne kadar ince ince işlendiği görülebilsin diye.


garudalar. hinduizm ile budizmin ortak mistik yaratığı. thai budizmine göre garuda o kadar büyükmüş ki kanatları kilometrelerce uzunmuş. o uçarken hava kararırmış, kanat çırpınca fırtınalar koparmış, nefesiyle evlerini başına yıkarmış insanların. garudalar altın kanatlı peng kuşlarındanmış. istediği zaman büyüyebilme, istediği zaman küçülebilme özelliğine sahiplermiş. istediklerinde görünür istediklerinde görünmez olurlarmış. kanatları o kadar büyükmüş ki 330 yohanaymış bir kanadı. 1 yohana yaklaşık 40 mil uzunluğunda. siz yorulmayın ben hesaplayayım: bir kanadı 21bin 243 km. yani iki kanadını açsa dünyanın çevresi kadar oluyormuş. bir kanat çırpışıyla bütün denizlerdeki suyu kurutabilirlermiş, böylece ejderhaları yalayıp yutabilirlermiş. başka bir kanat çırpışıyla tüm dağları tuzla buz eder, yerle yeksan edermiş.

wikipedia'dan aldım. garuda. tayland devlet arması.


ama nagalara da düşmanmış bu garudalar. nagalar hani şu yarı insan-yarı ejderler. kafam karışıyor. zaten mitolojilerini anlamak çok zor. ama neden bir tapınakta hem nagalar hem de garudalar bir arada olur? neden demonlar ve budalar bir arada olur? bir camide hiç şeytan'ın ismi, onu sembolize eden bir şey olabilir mi? gerçi kiliselerde şeytan tasvirleri olabiliyor bildiğim kadarıyla ama o da bir temsilde. yani o alt edilirken ya da kötülük ederken gösteriliyor. ama bu tapınakta sanki hepsinin işlevi aynı. hepsi koruyucu.



iş zıvanadan çıktı. çok uzun bir entry oldu bu. kısa kesmem lazım artık. şu yukarıda gördüğünüz ben! arkamda görülen solda phra wihan yot. sivri şapel demekmiş. 3. rama yaptırmış. o dönem çin'le ticaret pek sıkı fıkıymış. seramik yerine porselen kullanılmış o yüzden. tamamen farklı bir yapıda. mimarisi de farklı. bu tapınak serisinde yunan haçı şeklindeki tek yapı.



çin demişken. bunlara bayıldım. çinli figürler. her yerdeler ve çok tatlılar. yerim senin bilgeliğini :)



ve nihayet saraya geldik. şudur efendim ilk gördüğüm:


elbette bunun doğru düzgün bir versiyonunu bulabilirim netten ama bu benim kübik panaromik şeyler serimden olsun :) tam karşımdaki ana bina: chakri maha prasat. taç salonu. 19. yy'ın son çeyreğinde inşa edilmiş. eklektik bir mimari. 19. yy'da kral singapur, java ve endonesya'yı kapsayan bir geziye çıkıyor. orada bulduğu iki ingiliz'i getirip bu binayı yaptırıyor. hatta mimarisinde inat ediyor. böylece  alt tarafı italyan rönesans mimarisi, üst taraf eski bangkok mimarisi olan bu taç salonu ortaya çıkıyor. bu biçeme farang sai chadaa deniyormuş, türkçesi 'thai tacının altındaki batı' :)



etraftaki eski tayland mimarisi daha ilgimi çekti tabi ki. işlevlerine fala nhiç bakmadım. neticede saraydır. işlevi halkı sömürmek üzerine kurulu bir yapıdır, diyelim geçelim. üşengeçlik işte..

ama hasta oldum bu çinli taş heykellere. nedenini ve nasılını aradım internette bulamadım. keşke benim evde de olsa bir kaç tane. konuşur muhabbet ederdik.



şu alttaki aslan heykellerine kimer aslanı denirmiş..


ıslak ıslak dolandık. aynı şöyle işte:


tur uzun sürdü. bana kalsa daha uzun sürerdi. ama iyi ki kalmamış. daha gidilecek en azından bir yer daha var bugün için.. istikamet yatan buda tapınağı ..


ve tayland'ın milli hayvanı filler her yerde..

25 ağustos 2013

Hiç yorum yok: