21 Kasım 2010

hızlı yarımada turu


istanbul'a o zaman gidiş nedenimiz olan nikahtan sonra biraz koşarak biraz keyif çatarak yaptığımız hızlı yarımada turudur... nedense çok da gitmemiş elimiz fotoğraf makinesine...




aslında bu koşuşturmacanın iki nedeni var gibiydi:  birinci neden o sıralar pek revaçta olan "istanbul hatırası" kitabıydı. her ne kadar ilkay ve dilek kitabı beğenmedilerse de ve hatta kimin katil olduğunu önceden bilseler de ben beğendiydim kitabı. tamam diğer ahmet ümit kitapları kadar iyi değildi belki ama bab-ı esrar'dan da kötü değildi (bu arada ahmet ümit'in baya baya piyasaya oynadığını da ısklaıyor değiliz. mevlana yılında bab-ı esrar, istanbul kültür başkenti yılında bu kitap. cık cık. olmuyor); ikinci neden de bizim aliço'nun tarihi yarımadada hızlıcana olsa da şöyla kabataslak olsa da hiç yürümemiş olmasıydı. gerçi bundan ne aldı kendisine sormak lazım ama en azından buraya zaman ayırmak gerektiği konusunda belki biraz ikna olmuştur :)

biz bakırköy'deki nikah salonundan banliyöyle sirkeci'ye geldik. aytaç'ların ilk evinden gelişimiz gibi. orda dilek'le buluşup eminönü'nden yukarı tırmanıp beyazıt meydanına çıktık. tek amacımız o an için süleymaniye'ydi. açtık ve mis gibi kuru fasülye yemeye gittik.


bulmak zor oldu. daha doğrusu dilek'in kurufasülyeciyi bulması zor oldu :) ama deydi (yoksa değdi mi?)

süleymaniye yine restarasyondaydı. yine göremedim...


sanırım bu 4. gelişimdi. yani 4. giremeyişim.
neyse ki restorasyon bitmiş. hatta tayyip bayram namazını burada kılmış!

 arada klasik ayna pozu...

sonra biraz koşturmacayla yol aldık belki yerebatan sarnıcı'na yetişiriz diye. maksat ali'ye göstermek. yetiştik son yarım saate:




bir daha tripodsuz gelmek yok buraya


daha başka ve daha büyük sarnışlar varmış yarımadada. dilek öğrenecek, bizi götürecek. sözü var...


boris asmalımescit'te bekliyor diye koştuk habire.


heybetlerine baktık da geçtik :)




oturup çay içtiğimizi de hatırlıyorum ayasofya'nın önünde ama onu ne ara yaptık hatırlamıyorum. sıkıştırmışız bir yere. işte 3 ay sonra yazınca akılda bi şey kalmamış.


urban trekking raporu:


tarih: 24 temmuz 2010
mesafe: 8,02 km
toplam mesafe: 60,36 km
güzergah: bkz. yukarıdaki harita. döndük durduk
katılımcılar: ilkay, ali, dilek ve ben...


24 temmuz 2010

2 yorum:

Unknown dedi ki...

mıstıkcan bence günün en büyük aktörü korkunç sıcaktı. yine de ne kadar azimliymişiz ki epeyce gezmişiz:)
ayrıca fasülyeciye bilerek sizi uzun yoldan götürdüm, Ali'ye tur attırmak değil miydi amaç?:)

gezenbezgin dedi ki...

harbiden ya!

insanı yaşamından bezdiren o sıcağı nasıl unutmuşum?! ve hayret ki o sıcağı günlerce yaşayan sen nasıl unutmamışsın?!