13 Kasım 2010

büyükada


yazın yaptığımız büyük koşturmamızdan devam...

istanbul'a düğün bahanesiyle geldik. inanılmaz sıcak, vıcık vıcık
kendimizi bir vapura atarsak azıcık serinleriz belki dedik,  ada vapuruna atladık. ama faydası yok!
yine de çok güzel bir seçim yapmışız. gerçi haftaiçi ada daha sakin olur demiştik ama hiç de öyle değilmiş. bir biz bir de neden olduğunu çözemediğimiz bir çok arap turist vardı adada.
maalesef bisiklet için fiziki koşullarımız elverişli değildi (alacağın olsun ilkay!)







önden önden not:
her büyükadaya giden gibi vapur yolculuğu boyunca ada evleri fotoğrafı çektik. bol bol at arabası, bisiklet ve de konak/saray fotosu da var tabi. martıyı kediyi köpeği de koyunca ekip bizim için de tamam oldu. haa burada neden az var derseniz: bir çoğunu hdr için ayırdım :)




daha o zamanlar dışa vurmaya başlamış bisiklet sevdamız :)


en iyisi baharda bisikletleri trene atıp bi istanbul turu yapmak. elzem. hatta farz!






bir daha kpss'den 90 almayı başarabilirsek adalar vergi dairesini yazacağız.

 perran kutman'ın çetin tekindor'un oynadığı bir dizi var ya, adını hatırlamadım şimdi ama son osmanlı mı ne, neyse bu yukarıda görülen heykel o dizinin çekildiği konağın bahçesinden. çekim ekibinden önce keşfettik biz o bahçeyi!


eski güzel günler... (hala içmiyoruz. takvime baktım saydım. bugün 101. gün olmuş da 102'ye dönmüş)

biz otururken oturduğumuz yerden:





günün fotoğrafı:



 (ilkay'la hemfikiriz. o gün dünya gözüyle gördüğümüz en güzel kadını gördük!)

ve son fotoğraf istanbul büyükşehir belediyesinden :) teknoloji devrimi falan yalan! deniz yüzeyi ismi "faraş" olan bir bot ile kovboy şapkalı işçilerimizin elindeki balık ağı ile temizlenir.


22 temmuz 2010

Hiç yorum yok: