5 Kasım 2009

lévi-strauss göçtü...


lévi-strauss ölmüş! 100 yaşında hatta 101 yaşından bir ay önce!

adamın bu güne dek hala yaşıyor olduğundan bihaberdim. levi-strauss öyle böyle bir efsane değil hani. bırak adamın öldüğünü yaşadığına bile ihtimal veresi gelmiyor insanın. o derece yani...

adamımız en kısa haliyle yapısal antropolojinin kurucusu. böylelikle bir yandan modern antropolojiye diğer yandan yapısalcı teorilere yol vermiştir. bu adamın hala yaşadığına bundan inanmak zordu ya! antropoloji doğmuş, çeşitlenmiş ve can çekişen bir 'bilim' haline gelmişken, yapısalcılık işlevselcilikle ateşli bir ilişki yaşadıktan sonra fenomenoloji ve lingüistik gibi meyveler vermişken, ve bununla yetinmeyen hain torun postyapısalcılık hayata tutunmaya çalışırken kendi çukurlarına girip girmemeye karar verememişken bu adam hala yaşıyormuş. garip!!

levi-strauss ilk alan çalışmasına brezilya yerlileri arasında 1938'de başlamış. yani her evde ampullü radyonun, manyetolu telefonun olmadığı dönemde :) aslında hukuk ve sosyoloji okumuş olan bu abimiz alan çalışması sonrasında ortaya öyle baba bir eser koymuş ki akademik camiayı baya sarsmış. kimisi buna milat derken kimisi de teorilerine altyapı buldukları için sevinmişler. o denli yani...


(devamı var :) )






sosyoloji zorunlu eğitimim sırasında (özellikle antropoloji derslerim süresince) bir dönem baya haşır neşir olmuştuk abimizle. eski bir tanıdığın deyişiyle o da bir kurucu teori ortaya koymuştu ve o da diğer kurucu teoriler gibi kendine has tutarsızlıklar, daha doğrusu dogmatizm taşıyordu bünyesinde. olsun! sosyal 'bilim' denilen şey de az buçuk böyle birşey zaten. paradigmanın kendisi bir dogma. o iddiadan yola çıkıp teorileştirirsin, teorilerden doğru da varsayarsın.

yapısalcılık da daha doğrusu levi-strauss da bir cevap vermişti. neticede sosyal bilim denilen garabette 'doğru' yok, 'tutarlıklık' daha önemlisi 'işe yararlık' (ve belki de 'uygulanabilirlik') var. öyle sistematize etti ki herşey birden açığa çıkmış göründü. revaçta olan tarih anlayışı, dilbilim, muhteşem toplum-ekonomi-politika üçlüsünün birbirleri arasındaki ilişkiler ve bağıntılar, kültür yorumları vs. bir temel buldu kendisine. bunu tabi ki bu müthiş kafa yapmadı, hatta bunları temellendirmek için götünden bir şeyler de sıkmadı. o gözledi, çalıştı, yorumladı ve yayınladı. isteyen istediğini aldı. aynı kurucu teori nasılsa öyle yani...



yani darwin marx, kropotkin ve/veya diğer çağdaş düşünürler için ne idiyse, levi-strauss da modernist tayfa için o oldu. yaptığı çalışma franz boas, malinowski, red cliff brown, evans pritchard gibi diğer antropoloji babaları arasında ona saygın bir yer kazandırdı. kendisini bunu bekliyor muydu istiyor muydu bilinmez ama özellikle dil'in yeri konusunda yaptığı çalışmaları (tabi ki yapısalcı çerçevede) sausser'dan almış, şefkatle büyütmüş, derin denizlere yelken açılmasını sağlamıştı. belki bunu da istemezdi, kim bilir...



velhasıl kelam bana pek bi ilginç gelmişti levi-strauss. tabi ben levi-strauss okurken, onun yazdıkları hakkında kesilen ahkamlarla boğuşurken geçmiş bir devrin teorisini okuduğumu sanıyordum. tabi, az buçuk benim durduğum yerden öyle görünüyordu :) . ama adam yaşıyormuş yahu! gerçi bu onun teorisinin zamansallığına atfettiğim değeri değiştirmez ama yine de beni bunca şey yazmaya iten de bu oldu. ne bileyim şimdi birisi baudrillard öldü dese yine yazarım bir şeyler belki ama sanki aynı dönemin adamıymışız gibi (burnumun büyüklüğüne bakar mısın allah aşkına!). levi-strauss öyle değil ki ama! postunu okurken bu yapısalcılığın, kim kalmıştı ki elimizde? temel spinoza ve ardından nietzsche ise onların dönemi belli zaten. foucault ölmüş (58 yaşında '84 yılında), deleuze ölmüş (70 yaşında '95 yılında), guattari ölmüş (62 yaşında '92 yılında), lacan ölmüş (80 yaşında '81 yılında), barthes ölmüş (65 yaşında '80 yılında), derrida ölmüş (74 yaşında 2004 yılında), lyotard ölmüş (74 yaşında '98 yılında) ama levi-strauss hala yaşıyormuş... brezilya yerlileri arasında ab-ı hayat'ı bulmuş heralde...

internette bu fotoğrafları bulmak için dolanırken adama sosyolog, antropolog, dilbilimci vs. denildiğini gördüm. ama bir de levi-strauss'un fotoğrafçı ünvanı taşıdığını da gördüm. işte şu yukarıdaki fotoğraf da bunu doğruluyor heralde...



geçen sene levi-strauss abimizin 100. doğum yıl dönümü için kaleme alınmış çok güzel bir yazı buldum. onu da koyayım buraya da kaybolmasın arada dedim ama yazı telifli. o yüzden ben linkini koyayım buraya: "iyi ki doğdun levi's"


Hiç yorum yok: