18 Kasım 2009

sakarmeke

eylem yorgunluğunu atmak için kadıköy'de bildiğimiz tek deniz kenarı olan kahvehaneye gittik. dennis ve dilek'i beklemedik. bizi dinlemeyip aynı yoldan gelmeye kalktıkları için baya geç kaldılar. her yerde sakarmeke vardı. ve benim objektif bi halta yaramıyordu. garaali'nin makinesinin de desteği ile kuş fotoları deneyişlerimdir:


ama bu yukarıdaki sakarmeke değil tabi ki. o bir karabatak. karabataklar habire suya batıp durdukları için böyle açıktan görmek pek mümkün olmuyor. o yüzden bu foto kapak olmayı hakediyor diye düşündüm ben. bilmem iyi mi yaptım?

kuş burada çok belli değil ama ali'nin makinenin zoomu da bir yere kadar. en azından onunkinin zoomu var :(

(şu parasızlıktan ne zaman kurtulur da elimize yakışan, makineye layık bir lens alırız bilmek istyiorum artık! her zaman savunageldiğim insansız fotoğraf olmaz deyişimi kuşlar ve kediler söz konusu olunca yutuyorum. ama en yakın zamanda kuş fotoları çekmek istiyorum. hükümet hükümet duy sesimizi! memura %1milyon zam ulan!!!)



alttaki iki fotoğraf farklı renk tonlamaları ile çekildi. ilk fotoğrafta kontrast düşürüldü...





dennis ve dilek geldikten sonra pilav yemeye kadıköy'ün içine yollandık.
oradan da moda tarafına çay içmeye gittik..


yolda rastladığımız figür satıcısı (!). bir kaç figür alıp foto çalışılabilir diye düşündüydüm ama çok pahalı.. hükümet hükümet duy sesimizi !!!


moda'da içtiğimiz yerden benim çay bardağı serime garaali'nin katkısı fotoğraf.

çok güzel burası. denize bakan evler, karşı kıyıda marinada yatlar. ben de istiyorum ben de!!! hükümet hükümet duy sesimizi....!

ben de gidiyorum ulan greve. 25 kasım'da grevdeyim!!!




Hiç yorum yok: