2 Ekim 2009

stanpoli

bayramın ikinci günü...

mecidiyeköy'den çıkıp sultanahmet'e gitmeye karar verdik. iki ihtimalden birini seçecektik. ya taksim'e gidip oradan otobüsle gidecektik ya da eminönü'ne gidecek ve tabanvaya güvenecektik. içimizdeki urban trekker boş durmadı ve yürümeyi seçtik..



eminönünde inip sirkeciye doğru yürüdük. bab-ı ali'nin eminönüne inat ıssız yokuşlarını tırmandık. neredeyse bir biz bir de turistler vardı. ayasofya'ya ulaştık ve hemen orada bir klasiği daha yerine getirerek çınaraltı bir kahveye oturduk (aslında çarpıttım biraz. oturduğumuz kahve kestane ağacının altındaydı. hatta sürekli olarak düşen kestanelerin kafamıza denk gelmesinden de tırsmadık değil).


çok ama çok kalabalıktı. öyle ki fotoğraf çekilemeyecek kadar! sünnet çocukları, yeni evliler, askerden dönenler vs. bayram karmaşası işte. sanki tüm istanbul boşalmış. sanki tüm istanbul insanlara haşlanmış mısır ve akbil bahşetmiş. çokkkk kalabalık.



fotoğraf makinesi bende pek durmadı. o yüzden ilkay'ın çektiği fotoğraflar da sırf bu yürüyüş de kayda geçsin diye kullanılacak :) . ama yukarıdaki foto benim. yer: sultanahmet camii şadırvanı...



sultanahmet parkından ayasofya yönüne doğru... kalabalık... çeken: ilkay
buralarda baya eyleştik. sonra görmediğim ama görmek istediğim dikiltaşları gördük. pek bi numarası yokmuş. mısır'dan getirilmeleri dışında. hemen orada türkve islam eserleri müzesini bulunca gitmek istediğim sergiyi hatırladım. anadoluda bulunan diğer dinlerin eserlerinin de olduğu adını hatırlamadığım sergi. ama noldu? hiç sürpriz değil. kapalıydı!! -lanet başımızda...
burada ilkay'la anlaşılmaz bir tartışmaya girdik. koskoca bakanlığın (bayram) tatilinde çalıştıracak elemanı yok muymuş. şöyle yan yan baktım ilkay'a. dedim "var işte, benim gibi enayiler". demek istediğimi anladı. sanırım ?



daha evvel aytaç, dilek, deniz ile birlikte katettiğimiz yolu yürümeye başladık ilkay'la. yeniçeriler caddesi boyunca. aynı yerde zorunlu mola verdik: sultan II. mahmut türbesi. hani şeyh bedrettin ile ziya gökalp'in de mezarlarının bulunduğu kabristan. yukarıdaki foto ilkay'ın...


beyazıt meydanı...

öyle bir satte ulaştık ki buraya, seyyar satıcılar dükkanlarını yeni açıyorlardı. ama garip olan neredeyse tüm satıcıların siyahi olmasıydı. ve bunu bizden başka kimse garipsemişe benzemiyordu...


çeken: ilkay... (belgelemek bahane. bu fotoyu direk çaldım!!)

çok acıkmıştık. meydanda oturduk. çantamızdan avm'de dunkin' donuts'tan aldığımız çörekleri çıkardık. kürt bir çaycının çayyyy diye selenmesine "valla mı??" diye garip bir tepki verdim. çayımızı aldık. iki katı para ödedim adama. sırf çay verdi diye. öylece karnımızı doyurduk: siyahi satıcılar, çingene dilenciler, kürt çaycılar, ellerde en amerikan çörekler ve biz iki garip mahlukat!!


süleymaniye'ye ulaşmak için istanbul üniversitesi kampüsünün kapısının hemen solundaki sokaktan yürümeye başladık.. güzel bir sokak. kampüsün bu kadar kapısı olduğunu tahmin etmiyordum. hepsi kapalı ama...



görüldüğü üzere güneş batıyordu ve bu foto zamanının da bittiğinin işaretiydi
süleymaniye camii ve külliyesine ulaştık. restorasyonda. yani kapalı. şaşıran?!. camii kapalı ama külliyeyi oluşturan unsurlar açık. restoran olmuşlar. yani gezmek için içeri girip hesap ödemeniz lazım. herifler külliyeyi parsel parsel satmışlar. haberimiz olmamış. iyi ki vahabiler yok başımızda. bir de onlar olsaydı halimiz nice olurdu acaba?

yağmura yakalandık. mimar sinan'ın türbesinin yanından aşağı sallandık. karanlık ve tek kişinin olmadığı sokakalrda gece yürümekten pek hazzetmediğimiz için oradan geçenleri gözümüze kestirip peşlerine takıldık. eminönü'ye indik...
yürüyerek galata köprüsünü geçtik. aslında oturup iki bira içmek de planlarımız dahilindeydi ama mekanları beğenmedik.. kabataş vapur iskelesinde kadıköy vapuru beklemeye başladık. ilkay manyağı fotograf çekecem diye tutturdu. pek beceremedi :) ben becerdim :)

bu foto ilkay'In...<



benim :)


urban trekking raporu:

tarih: 21 eylül 2009
mesafe: 6,35 km
toplam mesafe: 35,97 km
güzergah: eminönü, sirkeci, sultanahmet, beyazıt, süleymeniye, kabataş
katılımcılar: ben ve ilkay

Hiç yorum yok: