27 Eylül 2016

here comes the war - ukrayna


yıl 2014. ağustos'un 8'i. ilkay'ın eline ofisten bi görev emri tutuşturmuşlar. kalkıp hemen ukrayna'ya gitmeli, mikolayiv'e geçip takip ettiği gemiye eşlik etmeliymiş. nasılsa vize de yok ya, böyle oluyormuş rusya'ya, ukrayna'ya gidişler. bizimkisi biraz da benim gazımla pek ses etmedi, düştü yola...




uçak odessa'ya. oradan birileri arabayla ilkay'ı alıp mikolayev'e götürecekmiş. gidişte zaman yok bari dönüşte azıcık gezmiş olsun diye odessa'dan da yer ayırttık. kuzey karadeniz kıyılarına dair benim bildiğim iki kentten biri bu; ötekisi de sivastopol. hani alman gemileri ingilizlerden kaçıyor, osmanlı bayrağı çekip boğazı geciyor, sonra da bu iki rus kentini bombalıyor da, birinci dünya savaşına giriyoz ya...  


hiç olmadı yol görür, başka bi ülke görür, bi sürü fotograf çeker diye düşündüydük.


fotoğrafların elbette bizim kafamızdaki ukrayna'yı teyit etmesi gerekiyordu (ltf bkz: klasik türk turist mantığı). işte yukarıdaki süslu püslü ortodoks köy kilisesi veya eski toplu taşıma araçları gibi.



ya da illaki metruk olmalı o binalar. yoksa sovyet dönemine atıfla neyden bahsedebiliriz ki?




tren görünce otomatikman aklımıza sosyalizm, demir perde veya lokomotif moskova felan geliyor zaten.



bu kadar gereksiz lafı niye ettiğime gelirsek.... devletimin birbirinden gereksiz işleri. ilkay mikolayev'e daha yeni varmışken, hatta daha otelinin yoluna bile gelmemişken, ofisten aramışlar ve acilen türkiye'ye geri dönmesi gerektiğini söylemişler.


onca yol.. ankara'dan istanbul'a, oradan odessa'ya, oradan mikolayev'e. ve hemen! (ama hemen!) geri dön emri! şerrefsizler! bu kadara acil olan bi bok olmadığını gelince gördük, daha da asabımız bozuldu... bari bi gün kalsaydı. gezmek için de değil ha, dinlenebilsin diye. nerde o kafa? nerde o incelik? vicdansızlar!! devlet kafası işte!



işin iğrenç yanı bir memurunu hemen diye savaşın ortasına yolluyorsun ve gece yarısı geri çağırıyorsun, ve bundan hiç gocunmuyorsun. elin devletleri en küçük şüphede ortalığı velveleye verir, vatandaşlarına uyarı üzerine uyarıda bulunur, gerekiyorsa gider bulur kurtarır, bizimkiler çalışanının hayatını umursamaz.  


abartmıyorum. 2013 kasımda kiev'de euromeydan gösterileri başladı. hükümet yüzlerce insanı katletti. 2014 şubatta rusya sivastopoldeki üslerinden çıktı kırım'ı işgal etti. ukrayna'nın doğusu ayrılıp rusya'yla birleşmek için ayaklandı. ukrayna ordusu kendi şehirlerini vurdu. ülke o dönemde hem iç savaşta hem de rusya'yla savaşta. benim devletim de ilkaycığımı odessa'dan sivastopol'e doğru yolluyor, vazgeçiyor geri çağırıyor.. 

yolda tank fotoğrafları, siper fotoğrafları çekmiş o da.  başka ne çeksin? araba dışına çıkmaya fırsatı bile olmamış. o yüzden bu fotolar hep böyle.


ilkay geri dönüyor. 24 saat içinde ukrayna'ya giriş ve çıkış yaptı. bavullarını bile açamadan geri döndü. ankara'da bavullarını açınca bir kötü sürpriz daha, takılarını koyduğu küçük çanta yok! çalınmış. içinde bizim için çok değerli olan gümüş kolyeler de vardı. bi anlık gaflet. gitti giden. bu da bize ders olsun...

8 ağustos 2014

Hiç yorum yok: