konya sonrası yolumuzu biraz daha dolandırdık. benim niyetim vardı zaten ama bir de denizli'den beyşehir üstünden gelsinler, o yol güzel tavsiyesi gelince kaçınılmaz olan oldu. bozkırdan kurtulup bir an önce suya kavuşma arzusuyla yola düştük. yol uzadıkça uzadı. o sıcakta sonuçları biraz acı oldu..
konya'dan çıkar çıkmaz bir gölle karşılaşacağımızı hiç beklemiyorduk. tam sürpriz oldu.. yolun bir süre daha sonra duble yoldan çıkıp gidiş-dönüş çift şertili yola dönmesini bekliyorduk. gerçi biraz umudumuz da vardı. diyorduk ki koskoca oy deposu konya'dan bir diğer güzide kentimiz ısparta'ya hükümetimiz hiç duble yol yapmaz mı? elbet yapmıştır da national geographic'in haritası puştluğuna göstermiyordur. maalesef efendim, yol gidiş-geliş. ama güzel...
beyşehir gölü etrafında dolanırken hayal kırıklığına uğradık çünkü bildiğin bozkır aslında. ileride, batıda, eğirdir gölü tarafında dağlar görünüyor ve insana umut saçıyor ama.. bir mola verelim dedik göl kenarında ve bir köy yoluna döndük..
hiç sevmedi burada dolaşmayı neşe. samanla ilk karşılaşması hacıbektaş'ta gittiğimiz bir besi çiftliğinde olmuştu. orada da hiç sevmemişti..
gölde çeşit çeşit su kuşu gördüm. eskiden olsa ne gördüğümü hemen tespit ederdim ama şimdi körleşmişim.. gördüklerim arasında büyük kuşlardan sadece martı, karabatak, gri balıkçıl, küçük akbalıkçıl, sakarmeke, yeşilbaş ördek, bahri ve kargayı sayabilirim.. ilkay artık inanmasa da kızıl şahini de (çünkü her gördüğüm yırtıcıya kızıl şahin dediğim konusunda bir kanı oluştu kendisinde)
güzel bir saatte çok güzel kareler verir bu göl, eminim..
neşe için asıl merak edilesi olan kurbağalardı. ben ne kadar da bak şu kuş ne güzel desem de o kurbağaların peşindeydi..
bu yollardan giderken birden yalvaç-gelendost ayrımına geliyorsunuz. gelendost'a döndükten bir süre sonra mutlu olmaya başlıyorsunuz. birden her taraf yeşilleniyor, meyve bahçesi doluyor çünkü..
ve eğirdir gölü.. çok güzel..
burada araba kullanmak bile güzel. virajlı, inişli çıkışlı, ama gidiş geliş ve kalabalık bir yol. bunlar eğirdir gölü çevresini pedallamak gibi harika bir planı olan aliço için bilgilerdi :) varım aliço! sen zamanı söyle yeter..
fırsat buldukça durduk. fotoğraf çektik.
eğirdir..
dinar civarındayız ve dert başlıyor. neşe sürekli uyuyor ve uyandıramıyoruz. kenara çekip kızı kucağıma alıyorum. sarsıyorum, konuşuyorum, gıdıklıyorum, yok kız uyanmıyor bir türlü. hiç bir iletişim kurmuyor bizimle. uyuyor..
denizli'ye nasıl vardım bilmiyorum. ne kadar gaza bastım, ne yaptım hatırlamıyorum. ilkay arkada neşe'yi uyanık tutmaya çalışıyor. bir yandan deniz'le ve dilek'le telefonda konuşup hastane tarifi alıyoruz. navigasyona küfrediyorum sürekli. varamadıkça navigasyonun güncellenmediğini, o yüzden yanlış bir yere gittiğimizi söyleyip daha da sinirleniyorum. en sonunda varabildik pamukkale üniversitesi hastanesine. neşe'de aşırı bir ateş. ateş düşürücü vuruyorlar ve beklemeye başlıyoruz ateş düşsün diye. dilek ve deniz geliyor. en son tasımızı tarağımızı toplayarak denizlerin eve yollanıyoruz.
evdeki kalabalık ve verilen hediyeler neşe'yi biraz kendisine getiriyor. sanırım hava değişikliği ve yol dokundu kızcağıza. hacıbektaş'ı fırtına götürüyordu bayramda, yoldaysa sıcak ve güneş.. bir de sürekli in, bin, onca yol.. başlıcam sizin rotanıza da seyahatinize de dedi sanki kız..
kahvaltı sonrası cümbür cemaat yola diziliyoruz. aytaç'la özlem turgutlu'dan çıkacak biz de denizli'den çıkıp gökova civarında buluşacaktık güya. tabi ki biz geciktik. kahvaltı yetmemiş gibi bir de tavas'ta durup elmallı'da ballı-tahinli pide yedik (hala sözümü tutuyorum)..
gökova.. nihayet denizdeyiz..
bundan sonrasını hızlı geçeyim.. marmaris'te aytaçlarla buluştuk. sonra yola düşüp palamutbükü'ne gittik...
10 ağustos 2013
1 yorum:
Beyşehir Gölü'ne gitmedim ama Eğirdir Gölü gerçekten çok güzel bir yer. Eğirdir Gölü ve çevresinde gezilecek çok fazla turistik alan bulunuyor.
Yorum Gönder