5 Mayıs 2013

asker gezmesi - izmir


memleketim dediğim yer izmir'e o kadar yakın olsun; ben her gittiğimi hatırlayacak kadar az gitmiş olayım; hayatımın belli dönemlerinde ne zaman ankara'dan kaçma fikrine kapılsam aklıma ilk önce burası gelsin; ama yine de kendimi o kadar uzak hissedeyim buraya... salaklıktan başka pek bir şey değil bu aslında. aliço'nun askerliği buraya düşünce bahane oldu da bir daha bu düşüncelere gark oldum. ha netice ne? yine var elde sıfır. yok ikna edemiyorum boklu ankara'dan bir exodusvari çıkışa ve izmir'e muzafferane bir girişe..  


aliço'nun geçici ikametgahı poligon'u zor bulduk. sonra onun her çarşı izninin zorunlu istikameti alsancak'a yollandık. hemen akşamları bar haline dönüşen sabah kahvaltıcılarına girdik. girdik de o yağmurdan azısıcık sakınabildik işte..




neşe'nin deniz ile muhabbeti pek hoştu doğrusu.. :)



gezip dolandık. pasaport'a oturduk. o ayaza ve yağmura rağmen oturduk kıyıda iki bira içtik. tam karşımdaki dalgakıranı, daha doğrusu üstündekileri izlemeyi pek sevdim. hele o dalgakıranda pelikan görünce çok eğlendim. bir an unutmuştum kuş cennetinin bu kadar yakın olduğunu...




arada kızlarağası hanı'na gittik kahve içmeye. ama hanı dolaşıp muhtemelen hanın en berbat mekanına girdik. arka masamızda girdiğimiz dükkanın sahibi olduğunu sandığımız kocaman bir kadın uyuyordu sandalyelerin üzerinde. kahve istedik. arçelik'in hazır türk kahvesi yapma makinesiyle yapılmış kahve getirdiler. handa onca külde kahve yapan yer varken... şansımıza sıçayım ben...



her şeye rağmen izmir izmir'dir. o ayaza ve yağmura rağmen derim ki bu hali bile ankara'ya 5 basar 5! konuşuyorum da kime???


9 şubat 2013

Hiç yorum yok: