23 Mayıs 2013

istanbul '13


2013 sempozyumu nedeniyle yine istanbul'daydım. çalıştığım müstesna kuruluş sempozyumu örgütleme sürecinde yeterince yıpranmış olduğuma kanaat getirmiş olmalı ki sunumlar sonrası yapılan sosyal programa benim kalmam istendi. yalan len yalan :) yeterince ingilizce bilen eleman olmadığından istanbul turunda da görevliydim. iyi ki :)




uçak inmeden istanbul. fotografik değerinden çok belgesel değeri için.. 



dünyanın dört bir yanından hocaları getirdik. onlar sempozyumda sunum yapacaklar biz de onları istanbul'a geldiklerine pişman etmeyecektik. gayet adil bir anlaşma. ama istanbul şişli'de arka sokaklarda kocaman ama çok çirkin, gereksiz bir otel ihaleyi kazandı. biz de mahkum olduk organizasyonu orada yapmaya.. bence otel de ortam da kötüydü. en azından bir önceki taksim meydanının dibindeydi. gerçi şimdi taksim meydanı da kalmadı ya...


otel odamdan gördüğüm manzara :) ama hocalar kral insanlarmış. hiç kimse de bu ne boktan yer demedi. hatta şu görüntüyü çok otantik ve orijinal bulan bile oldu. ya bizi kırmamak için öyle dediler ya da bizim tüm çapraşıklığımız ve plansızlığımız onlara bi değişik geliyor --- ah 3. dünya ne otantiksin.. ha...

hocaların kimisi fırsat bu fırsat deyip erken gelmişlerdi istanbul'u gezmek için. erken gelmeyenler de sempozyum sürerken her gün çıktılar bir yerleri görmek için. zaten bir çoğu her gün yürüyen tipler. şöyle diyeyim 79 yaşındaki bir hoca'yı 6 saat yürüttük, gık demedi. Hepsinde pedometre, hedef 10000 adım. turlayıp duruyorlar. o gün bugündür kendimden utanıyorum...

onlara sürekli olarak şuraya gitmeyin, buraya gidin çünkü oraya zaten gideceğiz dedim durdum. zaman az, istanbul büyük. akıllı olmak gerek..  sonra sosyal programın ilk ayağı tekne turu başladı. 


arnavutköy..




yakın zamanda yanmasını beklediğim...


yakın zamanda yanan..


her an yanabilecek olan.. bu evler de boğaz görüyor diye milyon $




istanbul modern. tek gittiğim zaman bodyworlds sergisi olduğu zamandı. bizim hocaların mutlak uğrağı oldu. her gittikleri yerde modern sanat müzesi geziyorlarmış. dediklerine göre buradaki müze gereçkten çok ama çok iyiymiş. henüz hiç gitmediğim için çok kınandım. utandım doğrusu. hatta sürekli sergiler yenilendiği için sürekli gidilesiymiş..



nedense topkapı sarayına karşı bir hoşnutsuzluğu var. hala adamakıllı gezmedim kalabalıktan dolayı...



kız kulesi karmaşası..



işgalci rus birlikleri...


inemeyeceksiniz ulen sıcak denizlere :) milli eğitimimizin bana rusların megaloidealine dair kafama kaktığı şeyle çok özdeşleşmişim ben. tüm tarih boyunca ruslar sıcak denizlere inmeye çalışmışlar ama başaramamışlardır! çünkü önlerinde ecdadımız var idi... hep düşünürdüm 'sıcak deniz' ne demek diye. akdeniz'de iki tatil yapınca anladım :)



ilkay için. erguvan mevsimi bu mevsimmiş ilkay.. ama daha tam açmamıştı. mayısı beklemek gerek..


terminatör :)


yeni istanbul, yeni din, yeni iman...  inşaat ya rab!


anadolu hisarı.. yapılaşmanın arasından görebilirseniz şayet..


hiç bu kadar uzun bir tekne turu yapmamıştım. 5 saate yakın! özellikle anadolu yakasındaki yalılara bayıldık cümbür cemaat. bir hayal gibi geçti önümüzden.. hiç fotoğraflarını çekmedim! niye çekeyim ki? baktıkça o küfürleri defalarca yine edeyim diye mi? .. neyse..


tekne turumuz feriye'de bitti. tekne bizi oranın iskelesinde bıraktı. harika yemek yedik. gerçi azdı bana kalırsa.. mekanı da daha afili bekliyordum, değilmiş. tek numarası boğaz kenarında camekanlı bir bölmede güzel yemekler yemekmiş. yani feriye'yi feriye yapan mekan değil de konumu ve yemekleriymiş.. iş bu yukarıdaki foto da feriye'de oluşumu kanıtlamak içindir...

şimdi kıskançlıktan öldünüz bittiniz di mi.. hadi dağılın artık...

7-12 nisan 2013

Hiç yorum yok: