ne biçim bi sene geçiyorsa bu sene?! kışın ankara dikmen'de -25 ölçüldü. kar-don trafiği birkaç kez sıhhiye'den eve gelebilmeme izin vermedi -ki normal şartlarda 15-20 dakikadır. yıllık ritüelimden birisi haline geldi artık dikmen yokuşlarını o kar kıyamette tırmanarak eve gelmek. kaç kez arabayı otoparkta mahsur bıraktık, hatırlamıyorum bile. belediyeyi 2 kez arayıp allahaşkına şu bizim sokağın yokuşunu bi küreyin dediğimi hatırlıyorum ama. şimdi de -27/7/12- ankara'da 40 C'yi yaşıyoruz. ne güzel ne güzel. tam bu zamanda içim serinlesin azıcık diye o kıştan bir günü koyayım buraya. belki de bizim kızı anneannesine ilk terk edişimiz, uzun zamandan sonra ilk yalnız kalışımız. tarih: 5 şubat 2012, yer: eymir...
öğrencilik yıllarımızda bir kez daha şahit olmuştuk eymir'in donduğuna. ama o zaman demek ki o kadar soğuk değilmiş. üstünde depişen insanlar yoktu ..
güzeldi. çok güzeldi. insan bir hoş oluyor. hele bir de hava kapalıyken, hatta kar hala yağıyorken, olmadı ağaçlar, tepeler karlıyken gelebilseydik. ama olmadı işte. tamam araba kullanmanın bokunu çıkarmış olabilirim ama henüz 8 aydır kullandığım düşünülürse sadece kış lastikleri bizi kurtarmazdı sanırım..
verebildiğimiz en karizmatik pozlar :) bir kez daha inandım ki benden her şey çıkar da karizma çıkmaz...
işte görüp şaşırdığımız, kıskançlıktan çatladığımız an. birilerinin bunu yaptığını duymuştum ama hiç tahmin etmemiştim bu kadar keyifli olabileceğini..
seneye bir olunu bulup bunu yapmazsam (not: artık bir mtb sahibiyiz ya, hemen :) )
kadim soru: göl donmuşken balıklar tamam da sakarmekeler ya da ördekler vs. ne yapar? işte insan eliyle böyle gölcüklere mahkum olurlar. peki insan yoksa, ya da insanlar umursamazsa? orası hala karanlık benim için..
haha. donmuş gölde çay keyfi..
çok eğlendik :) ama kıçımız dondu. yok mecaz değil. valla
evimiz ve lanet yokuşu...
nasıl serinledik mi? heeeeee. çok çok
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder