3 Eylül 2011

denver I

denver'dan son kare'ler...


16th street mall. denver'ın merkezi aktivite mekanı. gündüzleri bomboş, geceleri canlı olan bir cadde. bu canlılığı denver standartlarında "canlılık" olarak düşünmeli. cıngıllı olsa da aslında boş bir cadde. bir istiklal, kadıköy değil, hatta ankaramızın yüksel caddesi heç değil!





denver'da görülmesi gereken neresi denirse akla hep ilk bu 16. cadde gelirmiş ya, biz de gidip görelim dedik. hatta o kadar beğendik ki başka bir yere gidip gezmeyi gerek görmedik.








istanbul'da da vardı bu ineklerden şehrin envai çeşit yerinde. sanırım bir sanat projesiydi. bence istanbul'un en sevimli hali öyleydi. inekler güzeldi ama insanlar daha güzeldi. ineklerle poz verip fotoğraf çektirenler. onlar aile albümleri için cep telefonlarına poz verirlerken dışarıdan o hali çekmek çok keyifli bir iş olurdu aslında.



şu fayton hadisesini bir türlü anlamıyorum arkadaş! hayatımda binmedim. ne izmir'de ne büyükada'da ne de prag'da, central park'ta. binmem de. ne lüzumsuz bir iş! asfalt sokaklarda takıduk tıkıdık  götü kokan bir hayvanın ardısıra güya kent gezmek. büyük ihtimalle benim anlamadığım bir sır var ki dünyanın dört köşesinde faytonla kenti gezme bir alternatif olarak sunuluyor. bir parça öküz müyüm neyim?


ama bisiklet iyidir, güzeldir.



sokaklarındaki evsizleri ile meşhur denver'ın "cadde"sinde bol miktarda starbucks mevcut pek tabi. ve ücretsiz wi-fi hizmetinden yararlanmak adına her yorulduğunuzda oraya atıyorsunuz kendinizi (ama bir yalan daha doğrusu çarpıtma var bu cümlede. ben starbucks'un regular all dark kahvesini pek sevdiğimden starbucks'a dalmak için her türlü bahaneyi kullanıyorum. yoldaşlar duymasın)



bu fotoğrafların bir kısmı eldeki makinenin deklanşörüne gelişigüzel basmakla çekildi. shutter time'ın da ağzına sıçtım afedersiniz. ama nedense seviyorum bu işi. çıkan sonuç her türlü memnun ediyor beni. çıkan kare benden başka kimse için çok anlamlı olmayacak olsa dahi. işte bir ergen kavgası. anlayana :)




bu cadde akşamları güzel ne yalan söyleyeyim. melih'imizin dahiyane projeleri ile kızılay'ımız da böyle olacak pek yakın zamanda inşallah. yani o derece güzel. yüksek binalar ve neon aydınlatmalar. ben seviyorum işte..




pek tabi ki alışveriş merkezine gittik. ne sandınız ki? allahın sevdiği kulmuşum da, kapalıydı!






colorado eyalet meclisi. not: şimdiye kadar gördüğüm tüm eyalet meclislerinin mimari yapısı aynı!


belediye çeşitli yerlere bu bisiklet parklarından yapmış. isteyen parasını basıp kentte kullansın diye. ama sanırım bizim buradaki işler gibi göstermelik bir iş bu da. çünkü o meşhur 16. street mall'da bisiklet kullanmak yasak  (o taşıyıcı 3 tekerlekli bisikletleri saymayın). bir de bu bisiklet parklarında bisikletler olduğu gibi duruyor, yani pek kullanan yok. tamam bisikleti koydun da millet neden bisiklet kullanmalı onu da söylesene be adam!



bu kentte bisiklet kullanan tabi ki var. hele ki istanbul'a ankara'ya nazaran gani gani. ama ne bileyim toronto ile karşılaştırınca da yok. halbuki burada var bisiklet yolları falan. demek ki neymiş? olay yolda değil kafada bitiyormuş...

26 mart 2011

Hiç yorum yok: