14 Mart 2011

york'un mektebi sultani'si


hızlı hızlı yürüyorum dedim ya, aslında hem bu yüzden hem de japon turist olmayayım diye bir sürü fotoğrafı (!) pas geçiyorum. tabi soğuk hava yüzünden sürekli olarak hareket etmek zorunda kaldığım da unutulmasın. ama yine de urban trekking kurallarına bağlı kalıp geçtiğim rotayı belirlemek için durup ara ara fotoğraf çekmek zorunda kalıyorum (gene parantez içi ünlem)....





harita üzerinde toronto üniversitesine dair işaretlediğim ilk noktadayım. binanın görünüşüne (ve görece bağımsızlığına) bakıp buranın üniversitenin rektörlüğü olduğuna hükmetmiştim amma-ve-lakin öyle değilmiş. hatta burası şu an toronto üniversitesi kampüsü içinde yer alsa dahi üniversite binası bile değilmiş. burası legislative assembly of ontario'nun binasıymış. yani ontario yasama meclisi binası. ottawa'da gördüğüm kanada meclisi'ydi, çok arıyormuşum gibi şimdi de ontario (eyalet) meclisini buldum..


aynı ürkütücülük benim için yine hayrete ve dehşete dönüştü yine. wiki der ki bu binada da gotik mimari içerisindeymiş.bina 10 milyon briketten oluşmuş ve bu briketler kentin merkez hapishanesinde zorunlu ikamet eden mahkumlar tarafından yapılmış, taşınmış ve döşenmişler. şimdiki bu yapı 1909 yangınından sonra yeniden yapım sonrasından kalan yapı...


bu meclisin etrafında da elimi kolumu sallayarak dolaştım. gerçi gereğinden fazla incelemişim herhalde ki son anlarda bir polis memurunun dikkatini çekebildim. ama yalan yok, taciz etmedi beni... uzaktan bakıştık :)


o anlam veremediğim desenlerden biri yukarda bir diğeri aşağıda...



ilk kırmızı bayrak ontario eyalet bayrağı, ikincisi bildiğiniz kanada bayrağı ve üçüncü yeşil olan toronto kent bayrağı...


bu bina aslında farklı amaçlara hizmet için yaptırılmış prens edward tarafından. müteveffa annesine adamış. o müthiş şahsa, quenn victoria. koskoca bir döneme damgasını vurmuş kadına. o nedenle heykeli hemen binanın önünde.


bina daha sonra kilise kontrolünde bir okula dönüştürülmüş. sonra seküler hale getirilip üniversite haline getirilmiş ve adı king's college olmuş. o nedenle bu konunun adı mektebi sultani olmuştur. çok zekice. evet.

binanın hemen arkasında mükemmel bir park var: quenn's park.


tamam bir central park değil ama central toronto'da...


demiştim ya kanada dediğin kuzey amerika ingilteresi. hala...



(hehehe sonunda başardım)
seküler olmadan önce kilise ile sıkıfıkı bir hali varmış ya okulun, o yüzden olsa gerek benim girdiğim kampüs bölgesi tarafında bolca kilise vardı. içeri girme isteğimin zar zor önünde durarak pas geçtim hepiciğini :)




kampüs dedim ama bu bizim bildiğimi hadi daha açık olalım, bizim okulun kampüsü gibi değil. hiç bir yerde kimlik sormuyorlar, tel örgüler yok, dışarıdan gelenlere kapalı bir mekan değil. bildiğiniz mahalle aslında.
 ilk görünce garipsemiştim nasıl olur diye. hani odtülüyüz ve götümüz büyük ya, hani cam fanus içinde solculuk yapmışız ya aklım bir türlü almamıştı. ilk kez abd'de dikkatimi çekmişti bu durum. roger williams diye bir üniversite kampüsünde kalıyorduk ve kapalı bir kampüs değildi. ama odtü gibi kent dışında bir kampüstü. gerçi şimdi odtü'nün kent dışılığı kalmadı ya. sonra providence'da brown üniversitesini görmüştüm. bizim ankara, istanbul veya gazi üniversitesi gibi kentin göbeğindeydi ama bölge sınırları belli, duvarlar içinde bir kampüsü yoktu. bildiğin mahalle. dersten çık karşı sokağa geç, evin orada. onun altında bir pub. saat 14:00 dersin öte sokaktaki üniversite binasında, atla bisiklete... yine inanasım gelmedi. bizim amerikan özentisi odtümüz ve boğaziçimiz, hatta yeniyetme sabancımız, koçumuz, başkentimiz vs. kampüs diye girilmesi yassak özerk alanlar yaratacakalr da bu asıl amerikan üniversitelerinde giriş çıkışta kimlik sorulmayacak. bak bak bak. teyit ettim, önce boston'da harvard ve mit'te, sonra new haven'da yale'de ve en sonunda new york'ta columbia üniversitelerinde. yok bizdeki gibi saçmalık! ikna oldum... 


mesela burası yurtlar bölgesiymiş...


bu işaretlerin ne anlama geldiğini bilmiyorum elbette. ama toronto üniversitesinin kütüphanesinin duvarlarında. pek tabi benim dikkatimi anarşi işaretine benzer şey çekti. amma velakin bu benzerliği kuran tabi ki ilk ben değilmişim. benden önce en az üç kardeşin de gözüne bu benzerlik ilişmiş. kanıtım var. fotoğrafa dikkatlice bakılsın. kanıt 1: üzerindeki sticker..UPRISING books without borders yazıyor. toronto anarşist kitap fuarına çağrı (başka yerde de aynı sticker'ı gördüm de oradan biliyom). kanıt 2: alttaki sticker. ...DARITY PICKET. dayanışma için grev hattı örülmesine davettir herhalde bu. ve en mühim kanıt 3. onca işaret arasında kuş gelmiş buraya sembolün olduğu işarete yuva yapmış. aşağıda ayrıntısıylan var. yani kuş ne demek istiyor: anarşi hayattır! :)


toronto üniversitesinin fizik kantini :)


ama hep aynı: hocaya yalakalık eden öğrenci milleti... (yer: toronto üniversitesi kimya önü)



bu milletin ödevini yaparak para kazanma sektörü pek tabi ki burada da mevcut. ve pek tabi ki bunu yapanlar çekik gözlü :) bu arada şunu da söyleyelim bari. toronto üniversitesindekilerin bir çoğunun asyalı olduğunu gördüm. bir ihtimal ben çin mahallesine doğru yol aldım için evine giden asyalıları daha çok görmüşümdür herhalde :)

ve tabi ki burada da üniversite solcuları var ...

çok popüler ulaşım aracı...


dediğim gibi kampüste bir sınır olmadığı için anlamadan kendimi kentin ortasında buldum:



çin mahallesine dorğu yol alıyorum...


5 kasım 2010

2 yorum:

Adsız dedi ki...

çok eğlenceli ve hoş buldum eline sağlık (bu arada kimlik gösterme olayına da canı gönülden katılıyorum.)

gezenbezgin dedi ki...

teşekkürler :)