17 Ekim 2012

nata vega akvaryum


açıldığını duyduğum ilk günden beri görmek istiyordum burayı. türkiye'nin en uzun akvaryum tüneli buradaymış, hatta avrupa'da da sıralamaya giriyormuş. altınızdan üstünüzden köpek balıkları geçiyormuş falan. vaktiyle akvaryuma, balıklara deli gibi para döken ve şu an dahi ilkay'ın yerinde engellemeleri olmasa aynı yola girmeye namzet ben, bu fırsatı kaçırsam olmazdı? hem de ankara'ya açılmışken bu hoşluk! olmazdı. gittik, gördük. işte oradan bunlar...

hemen izlenimleri aktarayım. her ne olursa olsun benim çok hoşuma gitti. yine de dememek olmaz: akvaryum sayısı çok az. biotop akvaryumları yapılabilirdi. birkaç yerde yapılmak istenmiş ama maalesef iyi dizayn edilmiş kocaman ev akvaryumlar'ı gibi olmuş. balıkların geldikleri yerlerdeki ortamları taklit edilmemiş.. parası olan birinin evindeki koca akvaryuma benzeyeni değil de doğal ortamları temsil eden 'profesyonel' akvaryumları görmek isterdim ben.



kominite akvaryumu denilen garabet burada da görünüyor. renkli renkli balıklar bir arada işte. Şöyle demeli azıcık akvaryumdan anlayan birisi için: komite akvaryumu tarifi: "japon balığı turuncudur, moli siyahtır, melek balıklarının yüzgeçleri güzeldir, beta güzel salınır, frenatusun kırmızı siyahı pek nadirdir, lepisteslerin kuyrukları ah ne güzeldir ve de cam balıkları çok naziktir. iki kayaç, üç amazon bitkisiyle beraber bu türler ne güzel de salınır durur akvaryumda. hatta iki de çiklid mi atsak ki" diye düşünülüp içine balıkların tıkıştırıldıkları akvaryumlardır. türkiye'de karma akvaryumlar diye bilinirler.. yani bilinçli akvaristin gözünde meşruluğu tartışmalıdır.



mekan çok kalabalık. yine de benim gibi ısrarcıysanız fotoğraf çekecem diye sinirlenmeye hazır olun. yandan fotoğraf çekilemiyor. hem akvaryumun camı hem de su ışığı çok kırıyor ve dolayısıyla boyutsuz fotoğraflar çekebiliyorsunuz. bkz. yukarıdaki foto ve aşağıdaki foto. sanki bir ekranı fotoğraflamışsınız, işte öyle oluyor. akvaryumun dibine girip dik açıyla çekmek gerekiyor. bu sırada lütfen dikkat! o karanlık mekanda bir çocuğun üstüne basabilirsiniz. çok kalabalık!



tabi ışık sorunu da var. ISO 800'ün altında f/1.8 olmadan fotoğraf çekebilene benden çokonat! bir de focusa (otomatiğe hiç) güvenmeyin. su olunca işler farklı oluyormuş...



f/1.8 ile de çekmemek gerekiyor anlamasız bir alan derinliği ile uğraşıyorsunuz yoksa.. manuelde deneyip durun..


tuzlu su akvaryumlarından anlamam pek. ama tatlı su üzerine konuşabilirim biraz. burada çok az tatlı su akvaryumu var. bir tane çok iyi dizayn edilmiş olan vardı. o da üstte ve aşağıda olanlar. ışık, toprak, balıklar vs. iyi ayarlanmıştı. resmen sağlık okunuyordu yahu...


ama bu olanaklarla şurada bir malawi, öte yanda tanganyika biotopları olsaydı fena mı olurdu? şu köşede güney asya biyotopu? yoktu. düşünmemişler ya da tercih etmemişler. yerine kocaman balıkların sergilenebileceği amatör dizaynlı (taş değil dekor kullanılmıştı mesela pengasus akvaryumunda) akvaryumlar vardı. hani küçümsemek gibi olmasın da kim sazangillerden bir balık görmek ister ki akvaryumda?




kızımı en eğlendiren balık: kedibalığıgillerden bir cins işte. adını bilmiyorum..


amazon ortamı az çok taklit edilmişti yalan yok. ama balık çeşiti çok ama çok sınırlıydı. astronotla, piranalarla, 2-3 çeşit tetra ile geçiştirilir mi? nerede mangrove'lar? bitkiler? envai çeşit balık. en azından iki cüce çiklid olmasa da melek koysaydınız, discus koysaydınız ya!


işte asıl gelme amacı:



köpekbalığı görmek umurumda değildi. ben şu üstteki gibi dikenli vatozları (stingray) görmek istiyordum. haklıymışım. inanılmaz bir balık bu. akvarist deyişiyle: keyifli bir balık


köpekbalığı deyince aklınıza jaws geliyorsa bok yiyin :) o dediğiniz bir gerçek deniz akvaryumlarında var, bir de hollywood film stüdyolarında. buradakiler küçücük. tamam dişleri ürkütücü ama boyu da 5 metre değil, 1,5 metre ya var ya yok. bombeli camdaki %40 kırılma oranı dahildir.

,
ifrit oldum fotoğraf çekerken. net diye deklanşöre bastığım fotoğraflar bulanık çıktı. hayır niye inatlaştıysam?


annemle babam ve köpekbalığı.


akvaryumun içinde olmak gerçekten çok şaşırtıcı bir duygu. ne kadar balık çeşidi ÇOK AZ olsa da orada yürümek güzel. ahh bir de kalabalık ve gürültü olmasaydı. hata bizde niye pazar günü gidersin ki? (cevabı içinde saklı da siz göremiyorsunuz)



işte en iyi çekebildiğim jaws


asıl olayı köpekbalığı besleme saatleriymiş. tematik bir ortam hazırlanmış: bir tarafta antikiteden sütunlar, diğer tarafta bir batık, öte yanda dibe çakılmış bir uçak! bir balıkadam dalıp ölü bir palamutla köpekbalığına pisipisi yapıyor (iğrençleşeyim mi? kedibalığına pisipisi yapılır, köpek balığına kuçu kuçu) o da geliyor, ölü palamutu yiyiyor. ortada ne kan var ne parçalanmış bedenler. beklediğim kadar çarpıcı değildi :( oraya bir fok neyim atsaydınız ya...



yanlış yerde izlemişiz köpekbalığı gösterisini. köşeyi dönseymişiz izleme yeri olarak bir yerin düzenlendiğiniz görecekmişiz. cam bombeli değil, düz. balıkadamlar asıl oraya daldığı için cümbüş de orada(ymış). kaçırdım.


bir sürü eksiği olsa da mutlaka gidilesi bir yer bu akvaryum. zaten ankara'da çok seçeneğiniz olmadığı için eninde sonunda gitmek zorunda kalacaksınız. kim bilir belki de oraya dalan balıkadam ben olurum o zamana. cv bıraktım müdüriyete.

tünel size reklamı yapılan kadar uzun gelmiyor içinde gezinirken. hatta şöyle bir cinlik yapılmış: tüp akvaryum havuzu (tanıma takılmayın) içinde u şeklinde duruyor. yani aynı havuzun içine farklı açılardan ama pek tabi aynı balıklara bakıyorsunuz. türk cinliği. en uzun bizimkisi, ama kıvrık! benim bildiğim akvaryum tüpleri farklı havuzların içinden geçiyor. yani farklı ortamlarda farklı türleri görebiliyorsunuz. uzunluğunu kısalığını bilmem.

işletmeye ise önerilerim var:
1. girişteki fotoğraf çekme hadisesini bir zorunluluk gibi sunmayın, "girmeden fotoğraf çekilmeniz gerekiyor" diye önünüze dikilen görevliler hiç hoş ve nazik değiller.
2. fotoğrafçı adam gibi fotoğraf çeksin: benim kızın kafası yarımdı yahu!
3. bir fotoğrafa 10 lira verilmez söyleyeyim, giriş 15 lira be?
4. giriş için internetten alınsa da bir bilet neyim verin, uzattığım kareli harita metod defterinden kopardığım sayfanın üzerine "4 kişi" yazıp kapıya göndermeniz en azından medeni bir davranış değil. kasabanın açık hava sinemasına bulut aras'lı film izlemeye girmiyoruz di mi? tamam bilete değil işlevine para veriyoruz, plaket de beklemiyoruz ama bu da ciddiyetsizlik olarak görünüyor haberiniz olsun.
5. akvaryumların yanındaki tanıtım panolarını güncelleyin (ve balık/bitki çeşidini arttırın)
6. kafeyi aktif hale getirin, hiç de tanıtım katologlarındaki kadar şirin bir yer değil. o kadar gürültülü bir yerde, yol ortasında oturup kim kahve içer ki?
7. hediyelik dükkanında biraz insaflı olun fiyat konusunda
8. bana kombine bilet verin :)

burada orada olan her şey yok. öyle bir iddiası da yok niyeti de. yoksa yengeçleri ıstakozlar, koiler harbiden güzeldi. ama benim beklentim çokmuş herhalde. bir daha sakin bir zamanda haftaiçi gitmek dileğiyle..

14 ekim 2012

Hiç yorum yok: