siena! erkenden kalkıp sokaklara saldık kendimizi. iki yerin keyfini çatıp floransa'ya yollanacağız. gece çok ürkütücü bulduğumuz siena gündüz de çok farklı değil. rüzgarın ve güneşin içeri giremediği sokaklar. depresif ruh haline davetiye...
yine çok erken çıkmış olacağız herhalde çünkü yoluna düştüğümüz duomo di siena'nın kapı duvar!
roma kentini kuran remus ve romulus kardeşler vardı ya, bunlardan remus'un iki oğlu varmış: senius ile aschius. babaları romulus tarafından öldürülünce roma'dan kaçıyorlar ve siena'ya geliyorlar. kaçarlarken yanlarında bu meşhur heykeli de getiriyorlar. bu da kentin sembolü oluyor. siyah ve beyaz atlara binerek kente ulaştıkları için siyah ve beyaz duomo'nun iç mimarisinden futbol takımına dek siena'nın her şeyine imgesini vuruyor.
fasata hayran hayran bakıp sokaklara geri döndük. en iyi bildiğimiz işi yapalım (yürümek).
wikipedia |
dolana dolana bi yere geldik. italya'da artık öğrendiğimiz bir şey var: bir kilise vs.yi asla dışından bakarak değerlendirme. girelim görelim listemizde yoktu burası da ama madem yolumuza çıktı, vardır bir hikmeti dedik daldık içeri.
ismi basilica di san francesco. iyi ki rastlamışız çünkü onca gösterişli kilise gördük, daha hiç fransisken kilisesine rastlamadık.
görüp durduğumuz ve bi yerde de ehh yeter artık dediğimiz şatafattan nasiplenmemiş bir kilise. oysa siena'nın en eski kiliselerinden biri. bu nasipsizliğin ana nedeni buranın kişisel veya kolektif her türlü mülk edinmeyi yasaklayan fransiskenlerin olması. sadece yaşamını sürdürmeyi yetecek kadar rızkı kabul ederlermiş. dilenci tarikatlardan birisi. haliyle vergi de ver(e)medikleri için kilisenin hışmını üstüne çekiyorlar. 1200-1300lerde neredeyse yasaklanıyor.
----dominikenler de mülksüzlük tarikatlarından diye bilinirler ama kiliseyle ittifak eyleyip yoldan dönüyorlar bir şekilde. sonra da engizisyon vs. derken kilisenin has adamları oluyorlar.
tam fransisken kiliselerine uygun olarak kiliselerin asıl yapım amacı insanların bir araya güvenli şekilde toplanabilmesine olanak tanıyabilecek başlarının üstünde bir dam olması ihtiyacı. neredeyse pahalı hiçbir şey yok. başlangıçta tabi. bu kilise de en başta romaneskmiş. papa'nın emriyle gotik öğeler ekleniyor kiliseye. bu sırada ikonlar, haçlar, freskler, heykeller de konuyor kiliseye. onun için bunların hepsi ek-gibi duruyor.
kiliseden aklımda iki şey kaldı: bu kilisede isa çoğu zaman ya aziz fransisin kucağında ya da başka bir azizin kucağında, meryem'in değil. ve kilisenin şimdilerde çok cemaati kalmamış. öyleki eskiden bazilika olan bu kilisenin diğer bölümleri bologna ünivesitesine dahil edilmiş. hukuk fakültesine hem de. gayet müspet! fransisken mülksüzlüğün elinden mülkü hukuken nasıl alınırı öğretiyordur. eh, ne demişler, adalet mülkün temeli!
sallana sallana sokaklardan, ismini almadığım piazzalardan ve kimin olduğunu çözemediğimiz sarayımsıların önünden geçip duruyoruz. yolumuz üzerinde piazza del campo.
wikipedia |
artık zamanı geldi. o kuleye, torre del mangia'ya çıkılıp toscana seyredilecek. italya'nın en yüksek üçüncü kulesi (gelecekten haber: ikincisi bologna'daki torre degli asinelli ve ona da çıktım). 88 metre. tam tamına siena katedrali ile aynı yükseklikte. yani kilise ile şehir yönetimi eşittir'in simgesi. yaşasın tam bağımsız laik siena cumhuriyeti!
ilkay'la ikimiz tırmanmaya başladık kuleye. zorlandık mı evet, çaktırdık mı hayır, güzel miydi evet, bir daha çıkar mıyım evet. çıkılmaz mı be... ama güneş batarken çıkmak gerek, tepedeyken değil
anlatmaya gerek yok. ama burada çok isteyip de oralara gidemediğimize çok üzüldük. kuleden inerken ilkay'dan efsanevi bir söz geldi. 5 şene sonra buraya tekrar geleceğiz, yanımızda neşe de olacak, aynı kaldığımız yeri tutacağız ve gidemediğimiz o yollara düşeceğiz. yanlış saymadıysam 2019 yılı oluyor :)
meydandaki çikolata şenliğinden :)
ve tekrar duomo yolundayız.
taa 9. yüzyıldan beri kilise burası. italya'daki gotik mimarinin en güzellerinden biri diye bilinirmiş. şu web sitesinde çok güzel şeyler var bu katedral hakkında: http://www.sacred-destinations.com/italy/siena-duomo
yerdeki mermer panolar gerçekten inanılmaz.
hah! gözüme ayırmadığım ikinci şey de yukarıda köşesi görünen şu mimber:
alıştık artık. bu kilisenin altı da müze. önceki kilise orada.
siena'nın en zengin ve şatafatlı olduğu döneminde siena'nın önde gelen aileleri öyle bir kilise yapalım ki roma'daki san pietro bile gölgede kalsın diyorlar. 1400lü yıllar. kilisenin nefini apsis yaparız, yepyeni de nef yaptık mı olur diyorlar --yani haç biçimindeki kilisenin uzun kenarını yeni yapılacak kilisenin kısa kenarı olarak tasarlıyorlar. inşaat da başlıyor. yeni fasat, nefin sütun kaideleri görülebiliyor dışarıda. ama kara veba geliyor, siena nüfusunun 4te 3ü ölüyor, papalık da siena'ya ordularını gönderip başlarını eziyor bu kendini bilmezlerin.
ve efsanevi kütüphane.. kilise için olmasa da burası için gelmeye değermiş gerçekten de.
son kez şu harika fasta baktık ve çıktık :(
amannn neyse. doyamadık işte siena'ya. yemin ediyorum giderken gözüm arkada kaldı. yetmedi. sonra insani ihtiyaçlar bastırdı, karnımızı doyurduk. gramsci meydanından otobüse bindik ve floransa yoluna düştük.
http://www.ilnidodamore.it/ |
yol harika görüntüler sundu bize. işte yukarıdakiler gibi. tabi ki o hızla ben çekemedim böyle foto. olsun. bi müddet sonra ekibin geri kalanına uyup göz kapaklarımın çağrısına uydum. ama pek mutluyduk yalan yok!
21 mart 2014
bu gezinin diğer yazıları için:
roma havası
tematik roma I
tematik roma II
vatikan müzelerinde yoruldum ben!
san pietro'nun kubbesine çıktım ben!
cinque terre'ye bi gidin de...
men dakka dukka veya forza lucca
siena - gece
firenze!
floransa!
fiorentina!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder