3 Ocak 2010

çarşı & pazar



diyarbakır gezimiz az kalsın alışveriş çılgınlığımızın kurbanı oluyordu. taa bu kadar doğuya gelmişiz ya, ve de hediye ile şereflendirilecek onca kişi var ya, bir an kendimizi hacca gitmiş hacı adayları gibi bulduk. habire alışveriş. ama pek renkli bir dünya :)



hazır giyimciler çarşısı baya zaman geçirdiğimiz yerlerden biri oldu.

hele ki bu dükkanda. esnaf gördük görmesine de bu kadarını görmedik. teyzeler cemaatini bir türlü çıkaramadık buradan. bir sürü para da harcandı. allahtan adamlar kredi kartı neyim kullanmıyor da alışveriş nakit para stoku ile sınırlı kaldı. para bitse de bizimkiler buradan bir türlü kopamadıkları için dükkandan neredeyse kovulduk :) "hadi bakalım sizin süreniz doldu" diyerek bizi dışarıya davet ettiler, ben de çıkarken tüm şükranlarımı sundum bunu söyleyene...

o dükkanda ilkay'ın sarıp sarmalanmış hali...

tütüncü! gelmişken tütün alalım dedik. en pahalı lice tütününden 250 gram aldık. kilosu 60 tl. ama bu kadar tütünle 4 karton sigara çıkıyormuş. yani bir paket sigara 60/(4*10)=1,50 liraya geliyor. şu an itibarıyla winston kısa 5,00 olmuşken pek ekonomik. tam memur bütçesine göre :)

yoldaş...< aşağıdakiler de kızların telkari telkari diye tutturdukları takıcı'dan;
tamamen el işiymiş bu takılar. telkariler bile. biz telkarinin mardin ve yöresinde yapıldığını sanırdık ama diyarbakır'da da yapılıyormuş. ve gümüşü de varmış:


burası satıcının anlattığına göre bir hayli ünlü bir yermiş. yukarıdaki takı troy (truva) filmi için hazırladıkları takılardan biriymiş. iddiasına göre brad pitt'in falan filmde taktığı takıları dükkanın asıl sahibi olan babası tasarlamış ve yapmış...

satıcının kendisi de eski yüzük koleksiyoncusu. bölgedeki köylerden eski yüzükleri topluyormuş. bize de gösterdi koleksiyonunu. gerçekten çok güzel yüzükler vardı. neden çekmemişim fotolarını ahhh ediyorum kendime...

yukarısı da bizim menengiç tohumu bulmak için daldığımız pazardan.

ve diğerleri:



19-21 aralık 2009

Hiç yorum yok: