
daha ilk kurban kesilip yüzülmeye başlandığında çoktan çocuklardan -bizden- odun taşımamızı istemiş olurdu. ateşi yakardı. daha hayvanın içi açılmadan elimizde koç yumurtaları ile karşısına dikilirdik anneannemin. 'köz daha olmadı' derdi. 'köz olsun hele, yaparız' derdi. bir yandan közü beklerdik, bir yandan hayvanın bacaklarını tutardık yüzenler kolay iş görsün diye. daha küçükler kurban ile kuyu ve ev arasında gidip gelirlerdi. kah atıklardan kurtulmak için kah su, sigara getirmek için. karaciğere ulaşıldığında çoktan köz hazır olurdu. ciğerler şişe dizilirken bizim yumurtalar çoktan ağzımıza layık hale gelirdi. ilk kurban hep anneannemin kurbanı olurdu. hemen 'ellenirdi'. onun kurbanından kavurma yapılır, toplu halde yenirdi.

şaşırtıcı şekilde annem anneanneme, dayım da dedeme benziyor artık. halleri, tavırları.. ve dedem göçtüğünden beri dayımın o ağlayamayışlarında dedemi görüyoruz. ailemizin büyüğü...




27 kasım 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder